31 Ocak 2009 Cumartesi

POTANSİYEL FENERBAHÇE TEKNİK DİREKTÖRÜ


Kulüp tarihinin en acıklı sezonlarından birini yaşayan Feyenoord’un başına 1 Temmuz tarihinden itibaren Mario Been geçecek. Eski bir Feyenoord oyuncusu. Been yardımcılığına Pierre van Hooijdonk’u istemiş. Bence Hooijdonk’un kariyerinde ileriyi görmek mümkün. Feyenoord’da yardımcı hocalık, bir-iki Hollanda takımında teknik direktörlük. Arada sürpriz bir çıkış… Henüz Fenerbahçe’de meşin yuvarlığın peşinden koşturduğu dönemde bile “Bu adamda teknik direktör potansiyeli var” dedirten Hooijdonk’un Fenerbahçe’nin başına geçmesi kuvvetle muhtemeldir.
Doğmamış çocuğa don biçiyorum belki ama, demedi demeyin…

SAKAT OLMASIN...


Sivas’ın buzlu zemininde incileri döküleceği için “Sakatım” dedi, yan geldi yattı… Cassio Lincoln’e spor medyasında alınan tavır buydu. Hatta eski takım arkadaşı Hakan Şükür bile TV’de çok net bir şekilde söyledi.
Peki Sivas’a “Üşürüm” diye gitmeyen adam, şu anda Türkiye’de en rahat futbol oynanabilecek ve en güzel zeminine sahip Denizli’ye niye gitmesin? Neden muhtemel galibiyette priminden olsun? Neden kahraman olmak varken, Florya’da tek başına takılmayı tercih etsin.
Acaba hakikaten sakat olmasın?

30 Ocak 2009 Cuma

CAPELLO...

Fabio Capello Super Bowl'da... Karizmayı çizdirirken.

MEHMET SCHOLL ALBÜM-DER SPİEGEL ARŞİVİNDEN

Yıl 1989. Mehmet Scholl Karlsruhe'de keşfedilmeyi beklerken...


Yıl 1992... Mehmet Scholl, Bayern'in yıldız adayları arasında.


Yıl 2000... Mehmet Scoll kariyerinin zirvesinde. 1-1 biten Romanya maçı.

Yıl 2009... Mehmet Scholl ARD Televizyonu'nda yorumculuk yapıyor.




PANENKA VE RİBERY



Panenka’yı bir yerlerde anlatırken görmüştüm. O meşhur aşırtma penaltısını atmadan çok önce böyle bir vuruş yapmak istediğine karar vermiş. Hatta 1976 Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında takım arkadaşlarına bundan bahsetmiş ve onlar da “Çılgınlık yapma otur oturduğun yerde” diyerek adamın şevkini kırmışlar. Pek acıklı anlatmıştı bu hikayeyi Panenka. Herhangi bir maçta, herhangi bir futbolcu, bu penaltıyı atarsa aklıma Panenka’nın o hikayesi geliyor.
Ama çim kokusunu azcık ucundan teneffüs etmiş biri olarak aklımdan hep şu sahnenin olmasını da istemişimdir; “Penaltı noktasına büyük bir yıldız gelecek, o meşhur Panenka penaltısıyla havasını atmaya niyetlenecek. Ama kaleci bunu yemeyecek!” Ne güzel olurdu... Yavaş yavaş süzülen topu, yerinden oynamayan o kalecinin elinde eriyip giderken izlemek.
Hakikaten güzel oldu. Ribery’nin penaltıyı kaçırdıktan sonra içinden “Rezil olduk” diye sayıklaması, Lehmann’ın, “Sen giderken ben dönüyordum” tavrı… En az Panenka’nın penaltısı kadar heyecan vericiydi.

MOURİNHO'NUN TRİBÜN HALLERİ


Üç hafta boyunca İnter’i tribünden yönetmek zorunda kalacak olan Mourinho, Angelo Massimino’nun tribünlerinde. Elinde bir kağıt, gözünde gözlük, inatçı bir ihtiyarın bulmaca çözer ifadesiyle taktik belirliyor. Tabii orada değildik bilmiyoruz, Tuttosport’un yalancısıyız.

29 Ocak 2009 Perşembe

SABRİ'Yİ SEYREDİYORUM GÖZLERİM KAPALI


Arkasında 35 metre boş alan bırakan belki de dünyanın tek beki... Hani 40 yaşına gelse, ileri gidiyor ama geri dönüşe mecali yok dicez... Ama biliyorum ki, benim bir ciğerim varsa, onun en az 4 ciğeri var. Birilerinin Sabri'ye biraz dengeli oynaması gerektiğini öğretmeli. Öğretmediği sürece ya da Sabri öğrenmediği sürece Galatasaraylılılar bu Sabri'yi gözleri kapalı izleyecek.

BENAYOUN

Hiç bir şey oynamıyor hissini uyandırıp da Liverpool formasını giymesi, zaman zaman Anfield sakinlerini bile rahatsız ediyor. Yakın zamana kadar dünyada tek İsrailli futbolcunun Pini Balili olduğunu düşündüğümüz zamanlarda bize kendini hatırlattı. Everton maçını izlerken, yine aynı hisse kapıldım. Hem de flu Liverpool'da yüksek çözünürlülükte bir gol atmasına rağmen... Uzun lafın kısası; bu adama bir türlü ısınamadım.

ÇAPANLI RİVALDO


Yer; Özbekistan'da MHSK Stadı... Bunyodkor'lu Rivaldo, Özbekistan'ın yerel kıyafeti Çapan'ın içinde.

TONİ&MARTA

Toni ve nişanlısı Marta Cecchetto

1.5 MİLYON EURO MU?


Real Madrid Yattara için 1.5 milyon Euro verecekmiş. Marca’da öyle yazıyor. Madrid idman yaparken tesislerin önünden geçen bile 2 milyon Euro ediyor. Hem bunlar, 9 yıl önce Elvir Baliç’i almak için 20 milyon dolar vermemiş miydi?

28 Ocak 2009 Çarşamba

TÜRKİYE'DE YOK


Hagi'nin 1983 ve 2001 yılları arasında milli formayla çıktığı 125 maçta attığı 35 gol ve bir çok önemli anının yeraldığı dvd çıkalı neredeyse 1 yılı geçti. Hatta, S.Bükreş, Real Madrid, Barcelona ve Galatasaray'da oynadığı dönemlerin konu edileceği dvd'nin de çıkması bekleniyordu. Belki o da piyasadadır. Ama Türkiye'de bu dvdyi bulabilmek imkansız. Herhangi bir rafta görmesi halinde bu dvd nin üzerine yumulacak en az 15 adam tanıyorum.
Beklemedeyim...

HUGO SANCHEZ


90’lı yılların başında yeşil sahalarda “Takla” dönemini başlatan adamdı. La Liga’nın havasını suyunu çok iyi bildiği için Meksika Milli Takımı’ndan sonra Almeria’nın başına geçti. Vasatın altındaki teknik direktörlük kariyerine devam ediyor.Yıllar boyu, “Çok iyi futbolcuydu, ama hiçbir zaman iyi bir teknik direktör olamadı” diye anılacağı kesin.

ALANZİNHO'NUN RONALDİNHO OLDUĞU AN!

27 Ocak 2009 Salı

PAKİSTOP!



Dünyadaki futbol toplarının üçte ikisi Pakistan'da üretiliyor. Tüm ünlü firmalar üzerilerinde kendi markalarını taşıyan futbol toplarını Pakistan'ın Sialkot şehrinde bulunan atölyelere ısmarlıyor. Yılda yaklaşık kırk milyon futbol topu, derisinden dikişine kadar, burada elle işleniyor.

KANKA OLDULAR!


Seedorf, "Ronaldinho 10 numaranın hayalini kurmasın" gibi çocukça bir tepkiyle bu transferi karşılamıştı. Aradan 8 ay geçti. Şimdi ikisinin arasından su sızmıyor.
Hatta, Seedorf golü attıktan sonra 50 metre deparla yedek kulübesindeki Roni ile sevincini paylaşacak kadar...

HOFFENHEİM!..


Hoffenheim'ın yaklaşık iki gün önce yaptığı transfer kulübün ne olursa olsun bilinen düzeninden taviz vermeyişini kanıtlıyor. Zirvede bulunan Hoffenheim'ın en önemli golcüsü Ibiseviç sezonu kapadığında herkesin kafasında aynı soru vardı; Acaba hangi yıldızı alacaklar?
Bundesliga'nın yüksek yayın hakkı gelirleri ve zaten varolmakta olan zengin patronları nedeniyle önemli futbolcuları kadrolarına katma şansları varken, onlar Mannheim'da adı sanı duyulmamış 24 yaşındaki Kai Herdling'i aldılar. Tutar ya da tutmaz, ama alkışlanması gereken Hoffenheim'ın aynı çizgide devam etmesi.

26 Ocak 2009 Pazartesi

GUİZA'NIN SORUNU NURİA!


"Bir kadın adamı rezil de eder vezir de" dememişler boşuna... Eğer Güiza'nın gol atamasının altında bir sorun aranıyorsa rotayı İspanya'ya çevirmek yeterli olacaktır. Çünkü sorun orada duruyor; Nuria Güiza... Dani'nin magazinsel ex sevgilisi... Kapının önüne konmasının verdiği kadınsal bir tepkiyle demediğini bırakmıyor. Ama o kadar çok konuşuyor ki, aklı başında bir adamı bile çileden çıkarabilir. Bebek aldırmasından, kredi kartı borçlarının ödenmeyişine kadar her durumda Güiza'yı suçluyor. En azından artık "Güiza'nın sorunu ne?" sorusuna verilebilecek makul bir cevap var.
NOT: Tüm bu hengamenin arasında Nuria'nın, Güiza'yla ilgili bir itirafı da ilgi çekiciydi:
"Dani Fenerbahçe'ye transfer olduğu ilk dönemlerde gol atamadığı zaman eve gelip 'Buradan gitmek istiyorum" diyordu" Eminim hala diyordur...

TANER GÜLLERİ


Adana Demirspor, Tarsus İdmanyurdu, Fethiyespor, Bursaspor, Beykoz, Sakaryaspor, Kayserispor, Antalyaspor ve son olarak Kocaelispor… Bunlar Taner Gülleri’nin oynadığı kulüpler. Tam 9 takımın gol yükünü üstlenen bir oyuncunun 32 yaşında “Keşfedilmesi”nin garipliğini eminim O da yaşıyordur. Fethiyespor’a gittiğinde artık “Buralarda takılırım” dediği anda Nejat Biyediç’in özel isteğiyle Bursa’ya transfer olan Taner, Bursa’da da parlak yıllar geçiremeyince bu kez Beykoz’a dönüyor. Yeniden keşfedilip Sakarya’ya geliyor. İnişler ve çıkışlarla dolu bir kariyer… Ama kötü Kocaeli’nin en iyi adamı oluveriyor. Hem de onca şaşalı transfere rağmen.
Taner tam 17 maçta sahaya ilk onbirde çıkmış bu sezon. Toplam 1476 dakikayla en çok oynayan futbolcu ve 9 golle takımın en çok gol atan futbolcusu.
Taner eğer 22 yaşında böyle bir performansla karşımıza çıksaydı, büyük ihtimalle İstanbul için bavulunu hazırlıyor olurdu.

25 Ocak 2009 Pazar

BALDOCK YALA!


Bir adamın adı Baldock olursa ve siz o adamla ilgili olumlu bir şeyler yazmak istiyorsanız, yukarıdaki başlık elbette kaçınılmaz olur.
Hani şu Arda'nın en yetenekli 50 genç futbolcular arasında yeraldığı liste vardı ya... The Times'ın hazırladığı... İşte Baldock, bu listenin alternatifindeki yerini alanlardan ve eski Chelsea'li Roberto Di Matteo'nun keşiflerinden. Kendisi Milton Keynes'in ele avuca sığmayan golcüsü. Henüz 19 yaşında ve İngiltere'deki geleceği çok parlak.
Olur da ileride Premier Lig'de oynarsa ve herhangi bir maçta harikalar yaratıp birileri de "Baldock yala" diye bir başlık atarsa karşısında beni bulur, haberi ola!

TROİSİ VE MESSİ


Sezonun ikinci yarısında çok konuşalacak forvetlerden biri. Gençlerbirliği'nin yeni keşiflerinden... Kevin Keegan'ın beğenmeyip Newcastle'dan (iyiki) gönderdiği James Troisi, Kayserispor'a 3 müthiş gol atınca ister istemez ilgimi çekti.
Kişisel bir websitesi var. Açılış sayfasında ise Avustralya 23 Yaşaltı Milli Takım forması giyerken Messi ile omuz omuza yaptığı mücadelenin bir fotoğrafını koymuş.
Messi'nin elinin değdiği belli!
Sitesinde kariyeriyle ilgili ufak bilgiler de var.

MAÇINIZA BUZ İSTER MİSİNİZ?


Sivasspor 4 Eylül Stadı… Geçen sezon başında bu stadın yerden ısıtmalı olacağı açıklandı. Ama şu anda stat yerden kaymalı! İşin ilginç yanı ise stada neden yerden ısıtma yapılamadığının açıklaması. Şans eseri buldum. Bu stadın yerden ısıtmasını üstlenen firma, internet sitesinde şöyle bir açıklama yapmış; Mevsim şartlarından ötürü proje gelecek sezona ertelenmiştir. Zaten mevsim şartlarında maç oynanmıyor diye yerden ısıtma yapılmak isteniyor mu? Şu işi sezon başında yaz aylarında halletselerdi olmaz mıydı?

24 Ocak 2009 Cumartesi

YİNE OLMADI


Cristiano Ronaldo ile aynı zaman dilimi içinde futbol oynaması, onun en büyük şanssızlığı aslında. Hatta bir çoklarına göre Ronaldo’dan bile daha yetenekli… Dünyanın en önemli futbolcularından biri olma şansını henüz 20 yaşında Barcelona’ya gelerek yakalaması belki bunun ciddi bir kanıtıydı. Ancak “Olmadı..” Tekrar topraklarına döndü.
Porto’da 4 sezon forma giydi ve yeniden parladı. Bu kez vatandaşı Mourinho onu 24 Milyon Euro’ya İnter’e aldı. “Tamam şimdi tutacak” derken, yine “Olmadı..”
Hep en üst noktaya gelen ama orta tutunamayan bir Quaresma’nın alışkanlık yaratması onun yetenekleriyle hiç örtüşmüyor.

23 Ocak 2009 Cuma

YA GELSEYDİ!




Dino Drpic... Beşiktaş'ın geçen sezon prensipte anlaştığı Dinamo Zagreb'li savunma oyuncusu. Drpic'in manken sevgilisi Nives Celzijus, Sırbistan'da katıldığı bir şov programında inanılmaz bir itirafta bulundu.
Celzijus, Drpic'le birlikte bir maçın ardından sahanın ortasında seks yaptıklarını söyledi. 27 yaşındaki model, olayın 2006 yılında İngiltere'yle Hırvatistan arasında oynanan ve Hırvatların 2-0 kazandığı 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri maçından sonra Maksimir Stadyumu'nda gerçekleştiğini söyledi.
Ya Drpic, Beşiktaş'a gelseydi... Ya playboy güzelimiz bir İstanbul ziyaretinde böyle bir fantezi isteseydi.... Ve bunu bir televizyon programında açıklasaydı....
Mesela Erman Toroğlu'nun Maraton'da bu olayı yorumladığını düşünün. Veya Ahmet Çakar'ı!
Gerçekten müthiş olurdu!..




ALTERNATİF LİSTE


The Times, geleceğin en önemli 50 yıldızını açıkladı. Listede Türkiye'den sadece Arda var.
Ancak aynı The Times bir de alternatif bir liste açıkladı. Bu liste medyada pek yeralmadı.

İŞTE ALTERNATİF LİSTE
50. Ahmad Khalil (Al Ahly)
49. Will Buckley (Rochdale)
48. Shannon Cole (Sydney)
47. Khalfan İbrahim (Al Sadd)
46. Sam Baldock (MK Dons)
45. Rabiu İbrahim (S.Lizbon)
44. David McGoldrick (Southampton)
43. Patrik Ingelsten (Heerenveen)
42. Victor Moses (Crystal Palace)
41. Daniel Opare (Real Madrid)
40. Lee Chung-yong (Seoul)
39. Joao Miranda (Sao Paulo)
38. Mark Beevers (Sheffield Wednesday)
37. Mesut Ozil (Werder Bremen)
36. Kyle Naughton (Sheffield United)
35. Sergio Romero (AZ Alkmaar)
34. Sebastian Giovinco (Juventus)
33. Dan Gosling (Everton)
32. Robert Lewandowski (Lech Poznan)
31. Jose Baxter (Everton)
30. Jay Simpson (Arsenal)
29. Jack Collison (West Ham United)
28. Fabian Delph (Leeds United)
27. Mounir El Hamdaoui (AZ Alkmaar)
26. Mark Noble (West Ham United)
25. Andre-Pierre Gignac (Toulouse)
24. Piet Velthuizen (Vitesse Arnhem)
23. Guillaume Hoarau (Paris Saint-Germain)
22. Kieran Westwood (Coventry City)
21. Nathan Delfouneso (Aston Villa)
20. Thiago Silva (Milan)
19. Mario Balotelli (Inter)
18. Angel Di Maria (Benfica)
17. Adam Johnson (Middlesbrough)
16. Diego Buonanotte (River Plate)
15. Sofiane Feghouli (Grenoble)
14. Ezequiel Lavezzi (Napoli)
13. Steve Mandanda (Marsilya)
12. Marek Hamsik (Napoli)
11. Carlos Eduardo (Hoffenheim)
10. Claudio Marc
9. Fabio Da Silva (Manchester United)
8. Jozy Altidore (Villarreal)
7. John Fleck (Rangers)
6. Jack Wilshere (Arsenal)
5. Douglas Costa (Gremio)
4. Radamel Falcao Garcia (River Plate)
3. David Silva (Valencia)
2. Karim Benzema (Lyon)
1. Hernanes (Sao Paulo)

(Fotoğraftaki listenin ilk sırasındaki Hernanes'tir)

22 Ocak 2009 Perşembe

İnter ve Angola!




İnter Kulübü, "Angola projesi" altında Angola'lı fakir çocuklara eğitim verilmesini sağlıyor. 14 yerel öğretmen eğitimin mümkün olmadığı köylere ulaşıyor. 27 yıl süren ve 2002 yılında biten içsavaş sırasında yeni doğan Angola'lı bir çok çocuk, İnter sayesinde "çocuk" olduğunu hatırlıyor.

BU KEZ HENRY!


130 milyon vermeyi kabullenip de buna rağmen Kaka'yı alamamaları Manchester City'nin inandırıcılığını fazlasıyla kaybettirdi. İngiltere'de giderek sevimsiz bir kulüp halini alan City'nin bu kez hedefi Henry.

The Times'ın haberine göre City, Henry için Barcelona'ya daha makul bir teklif götürmeye hazırlanıyor; 10 milyon pound. Bellamy transferinden sonra 10 milyon pound'luk bir teklife hazırlanan City'nin Arap milyarderleri belli ki, adımlarını daha sağlam atmak istiyor.

PAVEL NEDVED...


Sparta Prag'da oynadığı yıllarda Türk spor medyasının 1 numaralı transfer öznesiydi. Sürekli Galatasaray, Nedved'i isterdi ve "Ha geldi ha gelecek" ti... Ama 1996'da Lazio'ya transfer olduğunda, Nedved rüyası da bizim için bitmiş oldu. 5 yıl Lazio'da oynadıktan sonra 41 milyon Euro gibi müthiş bir rakamla Juventus'a geldiğinde dünyanın en iyi orta saha oyuncuları arasında gösteriliyordu. Torino ekibinde 250'ye yakın resmi lig maçında forma giyen Çek oyuncu sezon sonunda futbolu bırakıyor. İtalya başta olmak üzere, Avrupa basınında "Nedved'in yerine kim gelsin?" anketleri yapılıyor. Robben'lerden, Ribery'lerden, Babel'lerden bahsediliyor. Ne olursa olsun Juve'nin, 36 yaşında bile hala aynı iştahla oynayan bir Nedved bulamayacağı kesin.

20 Ocak 2009 Salı

Abart Hoeness abart piyasayı kabart!


Manchester City'nin Kaka için yaptığı 130 milyon Euro'luk teklif diğer yıldız oyuncular için belirleyici oldu. Ancak en abartılı kıyası yapan sanırım Bayern Münih Genel Menaceri Uli Hoeness'di. Hoeness, "Eğer Kaka 130 ediyorsa, Ribery için fiyatımız 150 milyon Euro'dur" buyurdu... Bir iki gün içinde Barcelona Futbol Direktörü Begiristain çıkıp "Ribery 150 milyon ederse, Messi de 200 milyon Euro eder" derse kimin itirazı olabilir.

Çekilin de bi sucuk alayım!


Adam Galatasaray Teknik Direktörü... Ama herkes gibi sırada. Karizmadan uzak mı demeli, yoksa bir Alman centilmeni mi? Yorum sizin...

19 Ocak 2009 Pazartesi

City'ye Bellamy'le mutluluklar


Kaka'ya yaptığı teklifle ortalığı karıştıran City, Premier Lig'de son iki yıldır toplam 14 gol atabilen Bellamy'de karar kıldı. Biraz Yusufvari bu transfere burun kıvıranlar çoğunlukta. Bu transfer insana "İyi ki, Kaka'yla anlaşamadılar" dedirtiyor.
Güzelim Robinho'yu bile Robinho'luktan çıkaran City'ye Bellamy'le mutluluklar dileyelim...

Berlusconi'nin Milan sevgisi!


Yıllık 15 milyon Euro… Dünya tarihinde herhangi bir sporcuya verilen en yüksek ücret olduğu kesin. Bugün Maradona yeniden canlansa ve 86 Meksika’daki yetenekleri geri gelse Arjantinli’ye ancak bu kadar para verilirdi. Mansur Bin Zayid’in City’yi 5 yaşındaki çocuk şımarıklığıyla yönettiği kesin.
Olayın ciddi bir siyasi boyutu da var. Milan’ın, İtalya sınırları içinde 7 milyon taraftarı olduğu tahmin ediliyor. Berlusconi, Kaka’yı İngiltere’ye göndererek bu oy potansiyelini lehine çeviremeyecek. Milan Başkanı’nın Kaka’yı neden göndermek istediğine dair açıklaması da başka bir soruyu gündeme getiriyor. Berlusconi, “Takımdaki dengeleri bozmamak adına Kaka’nın gitmesi gerek” O zaman soru şu; Berlusconi siyasi hayatında darbe yiyecek kadar Milan’ı mı düşünüyor?
Kaka işleri fena halde karıştırdı…

18 Ocak 2009 Pazar

Gezi Bağları ve Selçuk Dereli!


Ligin ikinci yarısıyla birlikte hakemlere konuşma özgürlüğünün verilmesi, konuşmayı ve dinlemeyi pek beceremeyen bir millet için "fazla" bir karar olabilir.

Hatta bu durumu abartanların çıkacağı da kesindi. Ama Türkiye'nin en çok tartışılan hakemi Selçuk Dereli'nin Star TV'deki Futbol Lig programında saz çalıp Gezi Bağları'nı söylemesi de insana "yok artık" dedirtiyor.

Türk hakemlerine sempati kazandırma çabasını aşıp iki günde şeffaflığın suyunu da çıkarmayı başardık.

16 Ocak 2009 Cuma

Şanssız Adam!


Mateja Kezman'ın bonservisini almaktan vazgeçen Paris Saint Germain, 4 yıl önce ileriyi görebilseydi, şu anda Avrupa'yı sallayan bir santrfora sahip olabilirdi. Paris'te toyluk dönemini yaşayan Vedad Ibiseviç, Hoffenheim'ın şu anki başarısında en büyük paya sahip. Ama Bundesliga'nın sıkı takipçileri O'nu ligin ikinci yarısında sahada değil, tribünde görecek. Yan bağlarında yırtık tespit edilen 24 yaşındaki yıldızın sezonu kapadığı açıklandı. Hoffenheim elbette bir golcü alacak ama kısa sürede fenomen haline gelen Ibiseviç'in yerini dolduramayacağı kesin.

15 Ocak 2009 Perşembe

BAŞKA BİR MARSİLYA




Cisse ve Niang'lı sisteme alışmıştık. Şimdi bayrağı Brandao ve 6 aylığına kiralanan Wiltord devraldı. Ümit Karan'a burun kıvıran Gerets'in bu yeni ofansif tercihi düşündürcü...

13 Ocak 2009 Salı

BREZİLYA İSİMLERİ...


Mesela adamın adı Cicu...

Kara kuru tipik bir Brezilyalı.

Ama gerçek adı Ribanense Paulo Manuel Francisco de Cicu...

Zannedersin ki, Brezilya'nın en önemli şahsiyeti.

Brezilyalı futbolcuların bu uzun ve heybetli isimleri hep ilgimi çekmiştir.


İşte benim gibi ilgi çekenlere;


TABATA (Gaziantepspor)

Rodrigo Barbosa Tabata


DİEGO (Werder Bremen)

Diego Ribas da Cunha


BOBO (Beşiktaş)

Deivson Rogerio da Silva


PATO (Milan)

Alexandre Rodrigues da Silva


ROBERTO CARLOS (Fenerbahçe)

Roberto Carlos da Silva Rocha


RONALDİNHO (Milan)

Ronaldo de Assis Moreira


LİNCOLN (Galatasaray)

Cassio de Sousa Soares Lincoln


MERT NOBRE (Beşiktaş)

Marcio Ferreira Perreira Nobre


MAXWELL (İnter)

Scherrer Cabelino Maxwell Andrade


MANCİNİ (İnter)

Faioli Amantino Alessandro Mancini


LUCİO (Bayern Münih)

Lucimar Ferreira da Silva


RİVALDO (Bunyodkor)

Rivaldo Vitor Borba Ferreira


9 Ocak 2009 Cuma

Bu Yusuf'u niye aldılar?


Herkesin kafasında aynı soru, "Beşiktaş Yusuf'u niye aldı?"

O bölgede acil bir ihtiyacı olması durumunda bile Yusuf alınsaydı yine aynı gümbürtü kopacaktı. Sorun, Yusuf değil. Sorun, Beşiktaş'ın hiçbir zaman güven vermeyen transfer politikası.

Bu transfer, Trabzonspor'un gündemindeyken herkesin gönlü rahattı. Çünkü biliniyordu ki, sezon öncesi 20'nin üzerinde oyuncu alan Bordo-Mavililer hedefi 12'den vurmuştu. Çünkü biliniyordu ki, neden transfer yaptığını bilen bir yönetimi ve hocası vardı.

Son 5 yılda yaptığı transferlerin yüzde 70'inden istediği verimi alamayan Beşiktaş haliyle "Bu Yusuf'u niye aldılar?" sorusunu hakediyor.

8 Ocak 2009 Perşembe

HİÇ VAZGEÇMEYENLER!


Futbolu bırakmamak için inat eden, tanıdığımız bir çok yüz var. Kendi merakımdan birkaç futbolcuya bakmak istedim. Hala oynuyorlar mı, ya da kendilerini bağ bahçe işlerine mi adamışlar. 4 futbolcuya baktım, 4’ü de sapasağlamdı. Sizinle paylaşayım istedim.


Çin malı Sabin İle!

Onun için Romanya’nın Cafer Aydın'ı diyebiliriz. Çünkü 1993 yılında başlayan kariyerine tam 22 takım sığdırmayı başardı. Abisi Adrian Ilie kontenjanından Fenerbahçe ve Kocaelispor formalarını giydiği söylense de Körfez’den sonra Valencia’ya transfer olması onun çok da vasat bir oyuncu olmadığını kanıtladı. 34 yaşındaki Sabin şu anda Çin ligi takımlarından Qingdao Hailifeng formasını giyiyor. Tam 22 maçta forma giyip 18 gol attığını da hatırlatalım. Kısacası Sabin’de hala iş var…


Süper Mario Jardel

Galatasaray tarihine, “Sahaya helikopterle inen ikinci futbolcu” olarak geçmesinin dışında (ki bu ulaşım aracını ilk kullanan, zamanın önemli transferi Feti’dir) çok da büyük başarı yakaladığı söylenemez. İstanbul durağından sonra kariyerinde hızla irtifa kaybeden Jardel, şu anda Brezilya İkinci Lig takımlarından Criciuma’da oynuyor. 36 yaşındaki Jardel’in futbolu bırakmaya niyeti yok gibi.


Cadiz'in havası onu fena vurdu


Lucescuseverlerin “Bu adam Perezler’le, Fleurquin’lerle Galatasaray’ı Şampiyonlar Ligi’nde Çeyrek Final’e çıkarttı” cümlesini yüzlerce kez söylediğini hepimiz biliriz. İşte bu meşhur cümlede ismi her zaman geçer Uruguaylı’nın. Lucescu’nun sisteminde her zaman mihenk taşı olmuş, hava toplarındaki hakimiyetiyle gönüllerde taht kurmuş olan 33 yaşındaki oyuncu İspanya’ya demir atmış durumda. Cadiz’in güzel havasına vurulan Fleurquin tam 5 yıldır burada oynuyor.


Giunti… Son durak Treviso

Beşiktaş’ın son yıllarda yaptığı transferlerle karşılaştığında belki de heykeli dikilebilecek bir oyuncu… 2003-04 sezonunda kiralık olarak oynayan Giunti, her zaman İtalya’da saygı duyulan bir futbolcu oldu. Şanssızlığı oynadığı bölgede İtalyanlar’ın peynir ekmek gibi futbolcu çıkarması. Chievo’da kariyerinin ikinci baharını yaşayan 38 yaşındaki oyuncu son durak olarak Treviso’yu seçti.


"Amca"ların devri bitiyor! Az kaldı...


Dikkati çekmemesi mümkün değil... Premier Lig'den en az 6-7 takım ya kaleci arıyor, ya da eldeki kalecisini satmanın planlarını yapıyor. Arap sermayesini en iştahlı biçimde harcayan Manchester City bile henüz aradığı eldiveni bulamadı.

Daily Mail'e göre Shay Given'la anlaşmak üzereler. Ancak menacer Kinnear da Given'ın satılmaması için yönetime baskı yapıyor. Sezon başında Mario Gomez'i alan Tottenham'da menacer Redknapp da, Brezilyalı kaleciden pek memnun olmadığını hissettiriyor. Redknapp Gomez ile rekabet edebilecek bir kaleci aradıklarını açıkladı.

39 yaşına merdiven dayayan Brad Friedel hala Ada'nın popüler kalecilerinden. Alternatifi bulunabilmiş değil.

Manchester United'ın kalesi ise yine 39'luk Van der Sar'a emanet. Sir'in hala Hollandalı'nın yerine güvenebileceği bir kaleci yok.

Wigan'lı Michael Pollitt'in 37 yılın vermiş olduğu yorgunluk nedeniyle refkleksleri hayli zayıflamış.

Londra bölgesinin en yaşlı futbolcularından (37) Avustralyalı Mark Schwarzer şu anda en az gol yiyen kalecilerden biri. Ama olası bir sakatlık nedeniyle Fulham da alt liglerden yetenekli kaleci bakıyor kendine.

Belki 3 yıl sonra Premier Lig'de oynayan en az 6-7 takımın kalecisi değişecek.

Avrupa'da sıçrama yapmak isteyen genç file bekçileri için müthiş bir pazarın doğmasına az kaldı.